Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Feyzioğlu

İSTENİLEN ne?

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açıktan hükümetin karşısına geçmesi, bir siyasi parti gibi davranması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi her uygulamanın ardından eleştirmesi mi?

Benimse merakım;

Böyle olsaydı, 17-25 Aralık’ın ardından ÖGM’lerin yetkileri elinden alınır, Ergenekon ve Balyoz sanıkları serbest bırakılır mıydı?

Böyle olsaydı, Türkiye Barolar Birliği ifadesinin ilk kelimesi “Türkiye” olur muydu? Cumhurbaşkanı, “Kaldıralım” dedi.

Bu ve bunun gibi çok mesele var.

Ama gerçek bir:

Türkiye Barolar Birliği, yürütme ve yasamaya sırtını dönerek, “Hiçbir eyleminizin içinde bir yokuz” diyerek, ne üyelerinin, ne de halkının faydasına bir iş yapmış olur.

Tersine…

Doktorların örgütü gibi, mühendislerin örgütü gibi, olan biteni sadece ve sadece seyreder.

***

Bir kesim anlamak istemese de, genel olarak “ben yaptım oldu” anlayışıyla hareket eden AK Parti, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün avukatlıktan gelmesi ve farklı fikirleri önemsemesi nedeniyle Yargı Reformu Strateji Belgesinin hazırlamasında ortak aklı ve farklı fikirleri önemseyen bir strateji uyguladı.

Örneğin Türkiye Barolar Birliği ve barolar, strateji belgesinin her aşamasında yer aldı.

Belki de Başkan Feyzioğlu ile Bakan Gül, ayda bir bu planla ilgili görüştü.

Dolayısıyla;

Bu plan yalnızca hükümetin değil, aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği’nin hazırladığı bir çalışma olarak tarihte yer aldı.

Durum bu iken;

Başkan Feyzioğlu’nun ön planda olması, zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı alkışlaması, bir kesime neden rahatsızlık verir?

Siz, böyle bir çalışmanın içinde yer alsanız, gururlu ve heyecanlı olmaz mısınız?

***

Öte yandan koca koca adamların söz konusu planla alakalı muhtevayı bir kenara bırakıp yalnızca magazine yönelmesini de anlamamaktayım.

Nedir o magazin?

Alkış…

Bakıyorum; alkış dışında bir mevzuları yok…

İyi de;

Benim iki başlık altında değerlendirdiğim bu plan;

Bir: Türk yargısını Avrupa standartlarına getirmeyi hedefliyor.

Tutukluluk sürelerinden internet erişimine, yargılama usullerine kadar, Avrupa Birliği içtihatlarını norm kabul ediyor.

Bunun neresi kötü?

Diyorlar ki:

AK Parti bunları yapmaz.

Tamam; bunları yapmadığında konuşuruz. Ama bunları hedef olarak koyan hükümete, “Koyma, ne de olsa beceremezsin” demek kime, ne fayda sağlar?

İki: Hukuk eğitimi…

Neredeyse tüm baroların talebi olan; hukuk fakültesi kontenjanlarının azaltılmasından puanlarının yükselmesine kadar, eğitimin 5 yıla çıkmasından avukatlık sınavının getirilmesine kadar… Nitelikli hukukçuların yetiştirilmesi için hayal edilen tüm başlıklar bu planda var.

Ne yapsın Feyzioğlu…

“Biz önersek de siz yapmayın” mı desin?

***

İstenilen ne?

Başkanın çok konuşup, hiçbir şey yapmaması mı?

“Ben sizin karşınızdayım” deyip, tüm olan biteni seyirci olarak izlemesi mi?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mevlüt Soysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler