Gerçek toplum olmak ve iki görüş

Toplum olmak...

Bireyin topluma...

Toplumun da bireylere karşı yükümlülüklerinden oluşan...

Bütüncül bir sözleşmeyle mümkündür...

* * *

Eğer bir toplum...

İhtiyaç anında istisnasız tüm fertlerine sahip çıkmıyorsa...

Çaresizliğine, yokluğuna, yoksulluğuna çare olamıyorsa...

Mensuplarının kişilik haklarını, özgürlüklerini teminat altına alamıyorsa...

Toplum değil...

Topluluktur...

* * *

Çocuklarınızın üzerine titriyorsunuz...

Daha ana rahmine düştüğü andan itibaren...

Beslenmesini, geleceğini, eğitimini, psikolojisini adım adım planlayıp takip ediyorsunuz...

Merkezi sistemle ısıtılan evlerinizde...

Geceleri defalarca kalkıp...

Acaba üzeri açılmış mıdır diye çocuğunuzu kontrol ediyorsunuz...

Ve tüm bunları yaptığınız için iyi ebeveyn olduğunuzu düşünüp içinizi rahatlatıyorsunuz...

Ama kışın ortasında trafik ışıklarında...

Yalınayak dilenen ufacık çocukları gördüğünüzde...

Ya bir mendil satın alarak...

Ya da üç beş kuruş harçlık vererek...

Vicdanınızı rahatlatıyorsunuz...

Bazen de kendi çocuklarınıza dönüp ‘Çocuklar, bakın böyle hayatlar da var; bu sokak çocuklarına bakın ve halinize şükredin’ diyerek...

İnceden inceye...

Çocuklarınıza iyi bir hayat yaşatmayı başardığınız için kendinizle gurur duyuyorsunuz...

* * *

Böyle bir toplum olmaz...

Olamaz!

* * *

Sokaklar çocuk doğurmaz...

Sokak çocuğu diye bir kavram yoktur...

Sokakta yaşayan çocuklar vardır...

Ve sokakta yaşayan bu çocuklar...

Olsa olsa...

Vicdanını, aklını yitirmiş...

Bireyci, bencil...

Çürümüş toplumların göstergesidir!

* * *

Sokakta yaşayan çocuklar...

Bazı ebeveynlerin kabahati, kusuru olarak...

Kader olarak tanımlanıp...

Vicdanlar rahatlatılamaz!

* * *

Sokakta yaşayan çocuklar...

Bazı ailelerin değil...

Tüm fertleriyle...

O toplumun başarısızlığının, iki yüzlülüğünün, çürümüşlüğünün göstergesidir!

* * *

Toplumun yalnız bıraktığı...

Sahip çıkmadığı...

Sokakta yaşayan...

Çaresiz...

İstismara açık her çocuk...

Sıcacık evinizde pamuklara sararak büyüttüğünüz çocuğunuz için...

Potansiyel bir risktir!

* * *

Aynı şekilde...

Bilim ve teknolojinin bunca geliştiği...

Tarihin en büyük üretim devrimini gerçekleştirdiği...

Tarihin en büyük zenginliğini ürettiği bu çağda...

Bir toplumda...

İşsizlik varsa, yoksulluk varsa, açlık varsa...

O toplum...

Ölmüştür, çökmüştü, kokmuştur...

Fakat farkında değildir!

* * *

Bir toplumun en öncelikli görevi...

Çalışabilir durumda olup iş isteyen mensuplarına iş alanı açmak...

Eğer bunları sağlayamıyorsa...

Temel eğitim, sağlık, barınma, beslenme, güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaktır...

Eğer tüm bunlar da sağlanamıyorsa...

O toplum çürümüştür...

Altta kalanın canının çıktığı...

Vahşi bir ormana dönüşmüştür!

* * *

Toplumun çürümesinin en önemli göstergeleri...

Suç oranlarının artması...

Cezaevlerinin tıklım tıklım dolması...

Yeni yeni cezaevlerinin inşa edilmek zorunda kalınması...

Fuhuş sektörünün büyümesi...

Çaresizlikten kaynaklanan intiharların tırmanışa geçmesi...

Gelir adaletinin bozulması...

Eğitimde fırsat eşitliğinin yok olması...

Rüşvetin normalleşmesi ve tarifeye bağlanması...

Bireysel ve çeteleşmiş yolsuzluğun alenileşmesi...

Kamu malının talan edilmesi...

Psikiyatri kliniklerinin talebe cevap vermede zorlanması...

Bireysel ve örgütlü şiddetin tırmanması...

Kadına, çocuğa, doğaya, hayvanlara karşı işlenen suçların zirve yapmasıdır...

* * *

Eğer bir toplum...

Yeni ve kaliteli bir okul açmazsa...

Yeni bir üretim tesisi açmazsa..

Yeni ve yüksek güvenlikli bir cezaevi açmak zorunda kalır...

Okula ve üretime ayırmadığı bütçenin misliyle fazlasını...

Cezaevi yapımına harcar!

* * *

Bir insan topluluğu...

Mensubu olan fertleri...

Kendi koruma şemsiyesi altına aldığı ölçüde toplumlaşır...

* * *

Bir toplum...

Çaresizliğinde, yoksulluğunda, açlığında, yalnızlığında yanında olmadığı fertleri...

Kurallara uymaya zorlayamaz...

Zorlasa da başaramaz...

* * *

Çaresizliğinde, yoksulluğunda, açlığında, yalnızlığında...

Toplumu yanında bulamayan...

Toplumdan destek göremeyen fertler...

Giderek o toplumun kara deliği haline gelir...

Büyüdükçe büyür...

Ve bir gün kendisine sırtını dönen toplumu yutar...

* * *

Yoksulluk...

Açlık...

Yalnızlık...

Çaresizlik...

Güvencesizlik...

Geleceksizlik...

Bünyesindeki toplumun defosudur...

Ayıbıdır...

Suçudur...

Ve o toplumun temellerine konulmuş saatli bombadır...

O toplumun anti tezidir...

Kara deliğidir!

* * *

Laf kalabalıklarını...

Lüzumsuz detayları...

Önemsiz farklılıkları ayıkladığımızda göreceğiz ki...

Dünyada sadece iki ana siyasi görüş vardır:

Bir yanda yoksulluğu, açlığı, çaresizliği; bireylerin kendi başarısızlığı ve kaderi olarak, toplumların doğasının değiştirilemez parçası olarak gören görüş...

Diğer yanda yoksulluğu, açlığı, çaresizliği toplumun başarısızlığı ve defosu olarak gören ve bunların üstesinden gelinebileceğini ve gelinmesi gerektiğini düşünüp bu doğrultuda harekete geçen görüş...

* * *

Siz hangisini savunuyorsunuz?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Uğraş Çiftçi - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler