En kötü senaryo

KRİTİK eşikler vardı…

Örneğin ilk vaka…

Örneğin vakalardaki periyodik artış…

Örneğin ilk ölüm…

Türkiye, bu eşiklerin hepsini atlattı ve ortaya şöyle bir gerçek çıktı: Bir hafta öncesinden daha umutsuz.

Çünkü, korkulan üç eşikten de geçildi. En kötü senaryo hayata geçti.

***

Bakınız, virüsün en can yaktığı ülkelerin başında İtalya geliyor.

Virüsün çıkışının ardından ilk yedi günde ulaşılan rakamda ise Türkiye, İtalya’yı geçti.

Elbette ki şu ana kadar elde edilen rakamlar, bundan sonra seyrin aynı olacağı anlamına gelmiyor. Ancak şöyle bir gerçek var:

Kritik bir noktada olduğumuz aşikar…

Umarım, bir ayın sonunda, yani üç hafta sonra daha can yakıcı sayılar yakalanmaz.

***

Tespit edilen vaka sayısının bir haftanın sonunda 98’e çıkması ne demek?

Yanıtı şu:

Korona virüs yayılımının “kontrol edilebilir” olmaktan yavaş yavaş çıkması…

***

Cüneyt Özdemir’in önceki gün attığı tvitler çok önemli… Diyor ki:

“İngiltere'nin ‘sürü bağışıklığı’ teorisi çöküyor. Güvendiğim bilim insanlarında ‘Denenmemiş, riskli ve teoride kalan bir düşünceydi’ görüşü hakim. Şimdi İngiltere dönmeye çalışıyor ama bu saatten sonra işleri daha da zor. Okulları hala kapatmadılar. Çok pişman olacaklar, çok!

Korona ile ilgili tedbir alan ülkeler bilimsel bir yöntem izliyorlar. Adına; ‘istatistik’ deniyor. Virüs hemen her ülkede aynı şekilde büyüyor. Radikal tedbir alanlarla almayanların rakamları da net ve ortada. Yani ‘büyük lafların, iddialı demeçlerin’ ömrü en fazla bir hafta!

Panik yapmamak ile hafife almak arasındaki tek kırmızı çizgi ‘bilim’. Sadece Korona’nın şu ana kadar ki istatistik rakamları kimin ne yapması gerektiğini çok net söylüyor. Ha buna uyarsınız ya da uymazsınız ama sonuçlarına mutlaka katlanırsınız. Her ülke için artık tek gerçek bu!

New York (8 milyon) bugün yarın kapanmaya hazırlanıyor. Artık mesele sadece işlerin kaybı da değil (o dünde kaldı) bu kadar insanın nasıl doyuralacağını tartışıyorlar. Çin (Whuan) İtalya, İspanya, İran, California'dan sonra New York mecburen evlere kapanıyor! Dünya savaşı gibi..

Şu an için artık dünyadaki ülkelerin önünde sadece iki yol kalmış gözüküyor. Kapanmak ya da kapanmamak! Arası yok! Türkiye'de bu iki yoldan birini seçecek. Kapanırsa virüsü kontrol altına alma ihtimali var, diğerinin sonucu henüz bilinmiyor!”

***

İletişim Başkanı Fahrettin Altun önceki gün şu açıklamayı yaptı:

“Olağanüstü Hal ilan edileceği, sokağa çıkma yasağı uygulanacağı ya da seyahat kısıtlamalarının getirileceği yönündeki söylentilerin gerçeği yansıtmadığını, bu tür kapsamlı kısıtlayıcı adımların gündemimizde olmadığını altını çizerek ifade etmek isteriz.”

***

Bu satırları yazarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tedbirlerle ilgili açıklamasını henüz yapmamıştı.

Toplantı öncesindeki konuşmasında şunları söyledi:

“Bugüne kadar sağlık tedbirlerini peyderpey hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Gönüllü veya zorunlu karantina uygulamaları sebebiyle günlük hayatı durma noktasına getiren böyle bir sürecin, pek çok boyutu yanında ciddi ekonomik boyutları da ortaya çıkacaktır. Türkiye olarak hem bu hastalığın salgın haline dönüşmesine engelleme, hem de ekonomiyi canlı tutma mecburiyetimiz var. Ülkemizin ağustos 2018 yılında yaşadığımız kur-faiz-enflasyon saldırısının etkilerinden yeni yeni kurtulmaya, işlerin tekrar yoluna gitmeye başladığı bir dönemde ipin ucunu asla bırakamayız.

Kovid19 ile mücadele ederken tüm ekonominin çarklarının dönmesini sağlamak elbette kolay değildir. bunun için özel sektörümüzün de yerine getirmesi gereken sorumlulukları olduğu muhakkaktır. İnşallah bu zoru birlikte başaracağız.”

Düşündüğüm şu…

Yalnızca ekonomik tedbirler vaka sayısını azaltmaz.

Çünkü kritik eşiklerin hepsi aşıldı.

Umarım yanılırım.

…………………..

En büyük kötülük

SAADET Partisi Genel İdare Kurulu üyesi ve Milli Gazete yazarı İsmail Hakkı Akkiraz, yazısında şöyle demiş:

“Koronavirüsten korunmak için yasaklanması gereken şey, işlenen büyük günahlardır. Yazının başında zikredilen hadiste bildirilen, faiz, içki, kumar, israf, zina, eşcinsellik ve materyalist eğitim yasaklanmalı, Spor Toto, Milli Piyango idareleri, domuz çiftlikleri kapatılmalı, içki fabrikalarının faaliyetleri durdurulmalıdır.”

“Koronavirüs; bir Avrupa, batıl batı, ırkçı emperyalizm virüsüdür. Bu virüsten ancak, ‘İslam aşısı’ ile kurtulmak mümkündür. Bu aşının adı, Milli Görüş’tür. Satıldığı eczane ise Saadet Eczanesi’dir. Erdoğan ve hükümeti bu aşıyı, bu eczaneden tedarik edebilir. Selam hidayete tabi olanlara.”

Bu süreçte kötü olan çok yazı okudum;

Fakat açık ara, en kötüsü bu…

İnsanlar bilim ile bu virüsü bertaraf etmek için çabalarken, bu ifadeler, insanlığa yapılmış en büyük kötülüktür.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mevlüt Soysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler