Çoklu baro… Yapmayın!

DEMOKRASİYLE taçlandırılmış Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti’nin adaletinde “körlük” vardır aslında…

O körlük;

Irklara, mezheplere, memleketlere, yaşam tarzlarına, giyim kuşama, ideolojiye, davaya karşı körlük…

Ve hakimin, savcının, avukatın giydiği o cübbe, tüm renklerin üzerini örter. Geriye körlük kalır…

Çoklu baro ne midir?

Görmek…

Hakimin, savcının, bakanın, müfettişin, denetçinin hangi avukatın “ne olduğunu” görmesidir çoklu baro…

Yapmayın!

***

“Kaç AK Partili avukatız?”

“700…”

“MHP’lileri de bulun bir baro kuralım…”

“Kaç HDP’li avukatız?”

“600…”

“Sol gruplarla ve CHP’lilerin bir bölümü ile ittifak yapalım.”

“Kaç Sünni avukatız?”

“Kaç alevi…

“Kaç Kürt…”

“Kaç ülkücü…”

Çoklu baro, bölmektir.

Yapmayın!

***

Çoklu baro, avukatları kimliklerine göre ayırıp Türkiye’yi hukuk devleti olma iddiasından uzaklaştıracak bir modeldir.

Tıpkı hakim gibi, tıpkı savcı gibi yargının eşit unsuru olan savunma zayıflayacak… İddia ve karar makamının gözünde eşitliğini kaybedecektir.

Savunmanın zayıflaması kimi zayıflatacaktır;

Halkı…

Savunmaya ihtiyacı olan halkı…

Yapmayın!

***

Yargıyla alakalı kararları yargıya danışmadan alınmasının sonuçlarını çok acı bir biçimde gördü ülke…

12 Eylül 2010 referandumuyla yargının bir terör örgütüne bağlanmasının sonucunda 15 Temmuz İşgal Girişimi gerçekleşti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin altında imzası bulunanlar “Ne yapsak da parlamenter sisteme dönsek” diyor bugün…

Göreceksiniz;

Çoklu baronun da ömrü çok olmayacak…

Fakat bu süre içerisinde Türk hukuk sistemi zayıflamaya, vatandaşın güvenini kaybetmeye ve hukukun unsurları ayrışmaya devam edecek.

Yapmayın!

***

Türk hukuk sisteminin sorunları var mıdır?

Elbette…

Baro yönetimlerinin belirlenmesinde problemler bulunmakta mıdır?

Elbette…

Sorunların çözümünün tek bir yolu vardır;

Baroların ve hukuk fakültelerinin içerisinde olduğu bir komisyon ve bu komisyonlar birlikte çalışacak Türkiye Büyük Millet Meclisi…

Lütfen;

Bu düzenlemeyi geçirmeyin!

Ne güzel!

KİMİLERİ, “Futbol işte, büyütmeye gerek yok!” dese de… Kimileri, “22 adam bir topun etrafında koşuyor” dese de… Kimileri, “Altı üstü bir spor dalı” dese de… Bunun adı, adına büyükşehir dediğimiz gettolar kümeleşmesinin kente dönüşmesi…

O gettolar ki…

Sosyoekonomik duruma göre ayrılan…

Yaşam tarzına göre ayrılan…

Babaların doğdukları yere göre ayrılan…

Irklara göre ayrılan…

Mezheplere göre ayrılan…

Siyasi görüşlere göre ayrılan…

Ve bir futbol takımı;

Bu ayrışmaların tamamını kırıp “ortak bir amaç” etrafında insanları bir araya getirebiliyor.

Varsıl ve yoksul, doğulu ve batılı, dindar ve inançsız, sağcı ve solcu, Türk milleti altındaki tüm milliyetler, Sünni ve Alevi, vesaire… Hepsi ama hepsi bir amaç uğruna bir araya gelebiliyor.

Ne güzel!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mevlüt Soysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler