Kamp adamı olmak...

Bizim insanımız kamp adamıdır...

Muhakkak bir kampa ait olmak ister...

Orada kendini güvende hisseder...

Ne kadar zeki ve akıllı olursa olsun...

Bir kampın kalın ve yüksek duvarları içinde olmayı...

Ve o kampın en yüksek sesle konuşanlarının peşine takılmayı sever...

* * *

İnsanımızın dünyası ikilemlerle doludur...

Ak ve kara bilir, gri bilmez...

Artı ve eksi kutbu bilir, nötr bilmez...

Lügatında rakip değil hasım hatta düşman kavramı vardır...

* * *

Bir kampa ait olmak...

Ve oradan karşı kampa atıp tutmak...

Bir zaman eğlenceli olur...

Ama bir kere kamp adamı olduğunuzda...

O kampın yönetimi...

En sivri, en tahammülsüz, en keskin adamların eline geçer...

Ve o kamptaki herkes...

En çok bağırıp çağıranlar gibi düşünmek zorunda kalır...

* * *

Karşı kamptakilere atıp tutmak her zaman serbesttir...

Ama kendi kampınızın oturmuş kalıpları dışında düşünemezsiniz...

Adeta beyninizi kiraya verirsiniz...

Düşünme yetilerinizi yitirirsiniz...

Çünkü içinde olduğunuz kampla ters düşmekten...

Afaroz edilmekten...

Dışlanmaktan korkarsınız...

* * *

Bir kampa mensupsanız...

Gerçeğin her zaman yarısını görürsünüz...

Gerçeğin her zaman yarısını eleştirirsiniz...

* * *

Karşı kamptaki eksikleri görürken adeta bir şahin olursunuz...

Yolsuzluklar, hukuksuzluklar, usülsüzlükler, antidemokratik uygulamalar...

Asla gözünüzden kaçmaz...

Ama sıra dönüp dolanıp...

Kendi kampınızın kusurlarına geldiğinde...

Körleşirsiniz...

Çünkü hep bir bahaneniz vardır:

Yok içinden geçtiğimiz şu zorlu dönemde birbirimize düşmemek gerekir...

Yok karşı tarafa koz vermemek gerekir...

Yok kol kırılır yen içinde kalır...

* * *

Zamanla çifte standartlar başlar...

Çifte standartlar ahlakı aşındırır...

* * *

Sanki bütün iyi, ahlaklı, namuslu, dürüst insanlar hep ve sadece sizin tarafınızdadır...

Karşı taraf tamamen bidon kafalıdır...

İnsanlıktan nasibini almamıştır...

* * *

Kamp adamlarının karşı tarafın usül ve esas hatalarıyla ilgili söyledikleri çoğunlukla doğrudur...

Bununla beraber doğrularını söylemek yalakalıktan sayılır...

Ama kendi kampları ile ilgili sözlerine kulak asmayın...

Eğer gerçeğin bütününü görmek istiyorsanız...

Her iki kampın sadece karşı tarafla ilgili eleştirilerini bir araya getirmek...

Çoğunlukla etkili sonuç verir...

* * *

Bir de hiçbir kampa ait olmayanlar vardır...

Bazıları hiçbir zaman bir kampa üye olmamıştır...

Bazıları ise isyan edip ayrılmıştır...

* * *

Bu tip insanlar...

Her iki taraftan da tazyik altında kalır...

Çünkü her iki tarafı da eleştirecek yeterlilik ve özgüvene sahiptir...

Ve yaparlar...

* * *

Yeri gelir iktidarı eleştirir...

Yeri gelir muhalefeti...

Bu yüzden her ikisinin de şimşeklerini üzerine çekerler...

* * *

İktidar bu tip insanları muhalif görür...

Muhalifler ise iktidar yanlısı...

* * *

Kamplaşmanın nasıl bir antidemokratik bir kültür yarattığını...

Eleştiriye kapalılığını...

Hatta eleştiriyi düşmanlık gibi gördüğünü ise...

En yakından bu grup...

Yani herhangi bir kampa mensup olmayanlar görür...

* * *

İktidar yanlısı kampın önceliği...

Sahip olduğu nimetleri ne olursa olsun elinden kaçırmamakken...

Muhalif kampın önceliği ne olursa olsun iktidarı yıpratmaktır...

Ama her ikisi de söylemde sadece memleket çıkarlarına odaklanmıştır...

Fakat bu tarz bir tutumun memlekete fayda üretme şansı sıfırdır...

* * *

Kamp adamlığı bir toplumsal hastalıktır...

Mensupları tek tek ne kadar zeki olursa olsun...

Grup psikolojisi demokrasinin olmazsa olmazı olan...

Özgür bireyi kendi girdabında öğütür...

* * *

Mesela...

Muhalif kamptakiler...

İktidardaki liderin otoriterliğinden...

Buyurgan dilinden...

Ötekileştirmesinden dert yanar...

Ama her defasında başarısız olan kendi liderleri...

Koltuğa yapışıp kaldığında ve...

“Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” dediğinde...

Ya koşulsuz itaat eder...

Yada karşı tarafa pirim vermeyelim diye sineye çeker...

* * *

Biri eleştirmeye kalktığında...

“İktidara vurmak zor, muhalefete vurmak kolay” diye çıkışır...

* * *

Halbuki...

Bir yerde eleştiriye tahammülsüzlük varsa...

Eleştiriyi husumet gibi görmek varsa...

Eleştiriyi ‘vurmak’ olarak görmek varsa...

O yer ister iktidar olsun...

İster muhalefet...

Orada demokrasi yoktur...

* * *

Meseleye uzaktan bakıp büyük resmî görenler...

İki kampın arasındaki en önemli farkın...

Birinin elinde iktidar gücü olmasından...

Ötekinin de henüz bu güce sahip olmamasından kaynaklandığını...

Kampların modern tarikatlar olduğunu...

Bu kafayla yarın iktidara gelinse...

Aynı bayat filmi izlemek zorunda kalınacağını ...

Görür...

* * *

Bu ülkeyi...

Yalnız ve ancak...

İktidarı veya muhalefeti...

Doğrusunda alkışlayabilecek...

Yanlışında eleştirebilecek...

Özgür zihinler, özgür bireyler yüceltecek...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Uğraş Çiftçi - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler