İyi ki Sayıştay var

SABAHIN erken saatlerinde uyanıp birçok belediyeye ilişkin Sayıştay raporunu okuduktan sonra dedim ki:

“İyi ki Sayıştay var.”

Yıl içerisinde belediyelere ve iştiraklerine gelen müfettişler öyle iyi çalışmışlar ki, örneğin iki işçinin maaşından kesilen fazla miktar dahi rapora girmiş. Küçücük bir ihalenin yapılış yöntemi dahi raporda sunulmuş.

Ve gördüğümüz şu ki;

Şayıştay’ın gözünde AK Parti, CHP, MHP ya da İYİ Parti yok… Sayıştay siyasete kör… Bu eşitlik, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü ortaya koyuyor. Ve tüm siyasi kuşatmalara rağmen bu kurumların önemini anlıyoruz.

***

Sayıştay raporunda başta Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerine ilişkin ufak tefek diyebileceğimiz bulgular var… Ama hepsine ayrı ayrı baktığımızda “Bu belediye yöneticilerini sıkıntıya sokabilir” dediğimiz pek bir şey yok…

Dahası, bilindiği gibi 2019 yılının ilk 4 ayında başka, son 8 ayında da başka bir belediye başkanı yönetti Kocaeli’yi… Bu yüzden bulgularla alakalı tarih verilmediği için hangi başlık neye ait tam olarak bilemiyoruz. Fakat 2019’un planlaması 2018’de yapıldığı için işlerin ağırlıklı olarak geçmiş döneme ait olduğunu düşünüyoruz.

Başta Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın olmak üzere ilçe belediyelerinin Sayıştay açısından ne durumda olduklarını önümüzdeki yılın bu dönemlerinde göreceğiz.

Çünkü 2020 onlara ait olacak…

***

Diğer yandan şunu görmek lazım…

Sayıştay bir yargılama makamı değil…

Zaten Sayıştay denetçisi konusu suç teşkil eden bir şey görürse bunu rapora bağlamaz direk savcılığa aktarır…

***

Şunu görüyoruz;

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın Sayıştay konusunda çok hassas… En son esnafa destek açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kapatılmayan iş yerleri için yardım yapmak için mevzuatında fakirlik belgesi aranma şartı var. Fakirlik yardımı aramadan bu yardımı yaparsanız Sayıştay bu ücreti geri ister. Bu işi bürokratlara yıkacak halimiz yok. Bu riski beraber alacağız. Bu sebeple fakirlik belgesi aranmadan yardım yapılsın maddesini meclisten geçirmemiz gerekiyor.”

***

Başta büyükşehirler olmak üzere birçok belediyenin Sayıştay raporunu inceledim… İçlerinde en ince olanı, en az bulgunun yer aldığı rapor Kocaeli Büyükşehir Belediyesine aitti.

Ve şundan eminim;

Büyükakın Sayıştay raporlarını çok önemsiyor.

Bu sebeple, 2020 raporu yayınlandığında da Kocaeli’nin en az bulgunun yer aldığı belediye olacağından eminim…

***

Ve yeniden bir ifadeyi kullanmak isterim:

“İyi ki Sayıştay var.”

………………….

Ayhan Arpacı ve samimiyet

AKŞAM yemeklerinde et yiyoruz?

Nereden geliyor?

Koyundan, kuzudan, inekten, danadan…

Sonra balık…

Sonra tavuk…

Hemen hepsi biz yemeden önce hayattalardı. Tıpkı bizler gibi nefes alıyor, tıpkı bizler gibi ürüyorlardı.

O zaman, eti güzel olan hayvanların uyutularak öldürülmesinde ve o etlerin yenilmesinde hiçbir sorun yok…

Öyle değil mi?

***

Diyorlar ki:

“Balıkları şu boya gelince yiyin.”

Palamut şu kadar, lüfer şu kadar olsun…

Neden?

Balıkları sevdikleri için mi?

Yoksa sofralara daha çok balık gelsin diye mi?

***

Bir sinek giriyor odamıza ve gazete kağıdıyla öldürüyoruz onu… Fareler için kapan kuruyoruz… Karıncalar için eczaneye gidip karınca öldüren ilaç alıyoruz… Böceklere böcek demeyip, “rahatsız eden küçük yaratık” anlamına gelen “haşere” ifadesini kullanıyoruz.

Bir bakın! Çevremizdeki tüm canlılara, bizim konforumuzu bozmadıkları sürece yaşam hakkı tanıyoruz.

Onlar bizim alanımıza girdiklerinde ise o canlıları yok etmeyi meşru bir hak olarak görüyoruz.

***

Bina yapıyoruz çimenlerin üzerinde; köstebeklerin evleri temelin altında kalıyor. Tavşanlar kaçıyor. Sincapların gezindiği ağaçlar kesiliyor bir bir…

Her şeyin gördüklerimizden ibaret olduğunu sanıyoruz bir de…

Çimenin üzerinde, toprağın içinde yaşayan milyonlarca farklı canlı olduğunu görmüyor, bilmiyoruz…

Bir ayak basıyoruz;

Hepsi ölü…

Evi yapınca da “Burası artık bizim” diyor ve bizden başka yaşayacak olan tüm canlıların bizim iznimizle, bizim çizdiğimiz sınırlar içerisinde yaşayabileceklerini ifade ediyoruz.

Nitekim o canlılar da zaten gidiyorlar;

Hiç dönmemek üzere…

***

İnsan! Yerken de, otururken de… Kısaca yaşarken de… Kendinin dışındaki tüm canlıların sınırlarını çizen insan… O canlılara kendi hayatlarını tehdit etmediği sürece yaşam hakkı tanıyan… Bazen de o canlıları “kendilerini eğlendirecek” ya da “kendi yalnızlıklarını alacak” birer oyuncak olarak gören insan…

Bir doktor, bir siyasetçi Ayhan Arpacı, “Her gün birçok insan sokak köpeklerinin saldırısı nedeniyle yaralanmaktadır. Belediyeler kendi sınırları içindeki köpekleri başka ilçelere götürerek çözüm bulmaya çalışmaktadır. Önce insan diye düşünerek bu hayvanların uyutulması dahil her türlü çözüm acil gereklidir” deyince, onu “hayvan düşmanı” olarak gören insan!

Ah! Samimiyetsiz insan!

Kuzu uyutulup kesildikten sonra keyifle yiyorsun ama…

Attığın her adımda kendi dışındaki dünyada kimi hayatlara son verirken… Onların yaşam hakkını aklına hiç getirmiyorsun ama…

Ne güzel dünya!

Ve çok açık:

Bunun adı samimiyetsizlik…

Samimiyetsiziz…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mevlüt Soysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.



Anket Yerel seçimlerde Derince'de kime oy vereceksiniz?
Tüm anketler