Bazılarınız bu hikayeyi duymuş ve biliyor olabilirsiniz. Kuzey Amerika’da küçük bir kasabanın yerel radyolarından birinde program yapan bir adam, daha kış hazırlıklarına başlamanın erken olduğu bir dönemde, evinin karşısında oturan yaşlı kızılderili şefin kış için odun toplamaya başladığını görmüş. Ertesi gün radyo programında dinleyicilere kışa hazırlanmaya başlamalarını çünkü kışın sert geçeceğini söylemiş. Sonraki gün yaşlı şefin daha çok odun toplamaya başladığını görünce, programda kışın çok sert geçeceğini söylemeye başlamış. Bir sonraki gün yaşlı şefin hiç durmadan odun topladığını görünce artık programda, en kötüye hazırlanmalarını bu sene kışın, önceki yıllara kıyaslanmayacak kadar sert ve uzun süreceğini söylemeye devam etmiş. Bir şeyleri atladığını düşünen diğer yerel bir radyo sunucusu, meteoroloji uzmanları ile konuşup onlardan böyle bir bilgiyi teyit ettiremeyince, programı yapan meslektaşına gidip, kışın sert ve uzun olacağını nerden bildiğini sormuş. Adam, yaşlı şefin hareketlerini takip ettiğini, geçen yıllara göre çok odun topladığını, o nedenle böyle bir sonuca vardığını belirtmiş. Bu yanıt üzerine, yaşlı şefin evine gidip, çalmış kapısını. Kapıyı açan şefe kendini tanıtıp, neden bu kadar çok odun topladığını, kışın sert geçeceğini nasıl tahmin ettiğini sormuş. Yaşlı şef, “nerden bileyim be evlat, yerel televizyonların birinde bir adam var, her gün programında kış bu yıl çok sert ve uzun sürecek deyip duruyor, ben de ne olur ne olmaz diye odun topluyorum” demiş.
Hikayeden ne ders çıkarmalıyız bir kenara bırakıp, gelelim başlık konusuna. Başlıkta hata yaptığımı “kamyonun” nasıl yazıldığını bilmediğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Madem öyle böyle yazmamın bir anlamı var mı diye soracak olanlar için, evet kamyon tek ‘o’ ile yazılıyor biliyorum. Ama öyle yazarsam, ya da hadi tam Türkçe olsun “Kamyon Göstergesi” desem havalı olmuyor. Amaç biraz dikkat çekmek. Dikkat çekmeye ihtiyaçın mı var diye soruyorsanız. Evet var. Malum medyada bizi şişirip patlatacak abiler olmayınca! Gerçi benim unvanın başında da (E) Bankacı yazıyor ama, işte hayatında bir gün sahada müşteri ile muhatap olmadan bankacı olmuş, ama akademik unvanları bol olanlarından olmadığımızdan nasıl söylesek önemi yok bazıları için. (Daha sonraki bir yazımda bu tür bir profil için uzun uzun yazacağım ama şimdilik parantezi kapatalım).
Laf salatası yapmayı bırak sadede gel diyenlere müjde, başlıyoruz.
Türkiye’de ekonomiyi kim bilir? Yanıt, evet doğru bildiniz herkes. Çünkü kime sorsanız ekonomi ile ilgili bir bilgisi var. Ticaret ile uğraşan esnafından, sokaktaki satıcıya, ev kadınlarımızdan, okuldaki öğrenciye herkes ekonomi uzmanı olmuş durumda. Sosyal medyaya finansal okur yazarlığa yaptığı bu katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Japon teyzelerin dünya paralarına, özellikle TL’ye, olan ilgisini yıllarca konuşmuş ve şaşırmış bir kuşak olarak, ilk okul öğrencisinden başlayarak her yaşta insanımızın borsa, döviz ve hatta kripto paralar (coinler) hakkındaki engin bilgileri artık bizi şaşırtmıyor. Öyleyse o müthiş soruyu soralım. Ekonomimiz iyiye mi yoksa kötüye mi gidiyor?
Olası yanıtlara birlikte bir göz atalım:
a) Dolara baksana abi, almış başını gidiyor, kötü
b) Enflasyon (hayat pahallığı) cepleri yakıyor, kötü
c) Bütün dünya ekonomileri küçülüyor, biz büyüyoruz, IMF bile hakkımızı vermeye başladı, iyi
d) Turizm gelirlerimiz artıyor, iyi
e) İşsizlik azalıyor, iyi
f) İhracatta rekorlar kırıyoruz, iyi
g) Cari açık artıyor, kötü
h) Net hata ve noksan rekor kırmış, Yani,,
i) Bütçe açık vermek üzere, kötü
j) CDS’ler düşmeye başladı, Eh!
k) Fitch, Moodys kredi notumuzu düşürmüş, takılma onlar bizi kıskanıyor!
l) Bankalar, şirketler kar rekorları kırıyor, (ben iyi mi kötü mü anlayamadım)
m) Bankalar kredileri kıstı, sanayici kızdı, (almayın abi)
n) Kamu Bankaları biraz kredilerde gevşemeye başladı (TOBB Başkanımız söylediğine göre her halde iyi bir şey)
Ben yoruldum siz devam edin.
Ekonomi iyi mi kötü mü, yazarsanız sevinirim. Ama bizim “Index of Kamyoon” a bakarsınız, yollar kamyon, tır dolu, yani ticari hayat tam gaz. Kuzey Marmara Otobanında geçişler arttı, Bodrum’a uçaklarda yer yok, AVM’ler, restoranlar iğne atsan yere düşmez, üstelik Tarım Kredi Kooperatiflerinin marketlerinde ucuzluk başlamış, kalabalığı gören diğer zincir marketler kıskançlıktan ölüyorlardır...
Ben anlamam diyorsanız, mahallenin “yaşlı Kızılderili şefine” onu bulamazsanız en kıdemli berberine sorun, “O” söyler ekonomi iyi mi kötü mü.
Haftaya: Ekonomik göstergeler (Kitap) ne diyor?
Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.