CHP’de kurultayın ertelenmesi nelere sebebiyet verdi

ARAŞTIRMALARIM şu sonucu ortaya çıkardı:

CHP tarihinde en az kurultayın yapıldığı dönem, Kemal Kılıçdaroğlu dönemi…

Bakınız CHP tüzüğü şöyle diyor:

2 yılda bir kurultay yapılır.”

Peki, CHP’de 2 yılda bir kurultay yapılıyor mu?

Hayır…

Çünkü Kılıçdaroğlu ve ekibi diyor ki:

Önümüzde seçimler var…”

Eee…

Kurultay takvimini açıklamayalım.”

Böylelikle ne oluyor?

Kılıçdaroğlu ve ekibi sıka sıka 3 yılı deviriyor…

Sırf Ankara’da koltuklar sallanmasın diye illerde paramparça olmuş örgütlerle seçimlere gidiliyor…

***

Geçtiğimiz yıl kaleme aldığım bir yazıda şu ifadeleri kullanmıştım:

Yıllardır CHP’yi takip eden bir gazeteci olarak CHP yönetimlerini aslında hep bir yıllık görüyorum.

Neden mi?

Yönetimler çünkü o ilk bir yılda büyük bir heyecanla çalışıyorlar.

O bir yılın ardından ise istifalar gündeme geliyor; yönetimlerde hizipler oluşuyor; sağlık sorunları meydana geliyor; yöneticilerin iş ya da şehir değiştirmelerinden kaynaklı istifalar gerçekleşiyor; ve bu sebeple bu ilk bir yılın ardından gelen ikinci yıl birinci yıl gibi olmuyor. Fakat ikinci yılın sonunda kongreler gerçekleşeceği için yönetimler bir şekilde ite kaka gidiyor ve kongrelerle birlikte de görevi devrediyor.

Peki, yönetimlere iki yıl bile çok gelirken kongreleri erteleyerek onları üçüncü yıla devretmek…

İşte bu durum, CHP için her dönem sorun oluyor.

Çünkü ortada kongrelere kadar sağlıklı bir yönetim kalmıyor.

***

Bakınız Kocaeli’den bir örnek…

CHP’nin mevcut il yönetimi 2020’nin mart ayında seçildi…

Şimdi ne zaman?

2023’ün eylülü…

Bu zamana yönetim mi kalır?

Nitekim CHP’deki bazı hukukçulara göre de hem genel merkez yönetimi hem de il örgütleri hukuken yetkili değillerdir…

Nitekim eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun geçtiğimiz günlerde kurduğu şu cümleler çok önemli:

“Siyasi Partiler Yasası’nın 15/2. maddesi hükmüne göre, en çok üç yıl için seçilen genel başkanın genel başkanlık görevi, bu süre dolduğunda kendiliğinden sona eriyor. Yasada, hatta tüzükte bile, mevcut genel başkanın görevi, yeni genel başkan seçilip göreve başlayıncaya kadar devam eder şeklinde bir hüküm yer almıyor. Sayın Önder Sav’ın, önceki günlerde verdiği beyanatında, 'CHP Genel Başkanı'nın görev süresi doluyor' diyerek işaret ettiği durum bu olmalı. Hukuksal durum kısa ve öz olarak ifade edilmiş. Burada görevi düşüyor, görev süresi kendiliğinden sona eriyor. Böyle bir durumda, genel başkanlık makamı boşluk kaldırmayacağından, Siyasi Partiler Yasası'nın 15/5. maddesindeki düzenlemeye göre, PM'nin toplanarak, partiyi temsil yetkisini kendi içlerinden bir kişiye vermesi gerekiyor. Bu durum, PM'ye yasanın verdiği zorunlu bir görevdir. PM, bu gündemle olağanüstü toplanmak durumunda. PM’nin toplanarak, nitelikli yeter sayı aranmadan konuyu karara bağlaması, sonrasında da 45 gün içinde olağanüstü kurultayın toplanması gerekiyor. Genel başkanın görev süresi en çok 3 yıllık sürenin bitimi ile sona ermesine rağmen, Siyasi Partiler Yasası’nın 16/2. maddesine göre, PM “iki olağan kurultay” arasında görev yaptığından, bu nedenle genel başkanın aksine, PM'nin görevi en çok 3 yıllık süre dolunda sona ermiyor. Bu durum karşısında da PM, yetki ve görevlerinin yerine getirmek durumundadır. Yine CHP Tüzüğü'nün 38/1-3. maddesinde delege tanımı yapılmış ve kurultay delegeleri de bu tanım içinde ifade edilmiş olup, ‘delegelerin de görevlerinin yeni delegeler seçilinceye kadar’ devam edeceği belirtilmiştir. Henüz yeni kurultay delegeleri seçilmediği için, olağanüstü kurultay, 2020 yılındaki kurultay delegelerinden, delegelikleri devam edenlerle toplanmak durumundadır.”

***

Eminağaoğlu ve birçok hukukçunun bu tespitinden yola çıkarak şunu ifade edebiliriz:

Bugün CHP’de 3 yılı devirmiş tüm yönetimler hukuken tartışmalıdır.

Çünkü Ankara’daki “koltuk fetişi” yüzünden yasal süre aşılmıştır.

***

Diğer yandan bu durum başka bir sorunu da doğurmuştur…

Örneğin CHP, “erken seçim olacak” bahanesi ile kongrelerini yapmadı. Eğer yapsaydı, seçimin hemen ardından yapılacak bir olağanüstü kongre ile tüm hukuki engeller aşılacak, yani CHP’nin mahallelerden itibaren seçimleri başlatmasına gerek kalmayacaktı.

Bunun faydası ne olacaktı?

Yerel seçimler…

Bakınız AK Parti yerel seçim sürecini başlattı…

Bu ay anketler tamamlanacak…

Kasımda adaylar açıklanacak…

Fişek gibi yönetecekler yerel seçim sürecini…

Peki, CHP…

Kasım ayında kurultay…

Sonrasında yönetim organlarının oluşturulması…

PM’nin illere göre aday belirleme yöntemini belirlemesi…

Adayların belirlenmesi…

Bir de Ramazan ayı nedeniyle seçimlerin öne alınması…

Kaos…

Kaos…

Kaos…

Kaldı size bir buçuk ay…

Sorayım:

Ankara’daki koltuklar sallanmasın diye partiyi bu denli yormaya gerek var mıydı?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mevlüt Soysal - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.

01

Seyhan Odabaş - Doğru bir tespit doğru bir yazı. Hayret.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 07 Eylül 10:23


Anket AK Parti İzmit Belediye Başkan adayı kim olmalı?
Tüm anketler