Zeytinyağı üreticide 168, markette 900 lira

Yıllarca bizi “Zeytinyağlı yiyemem aman basma da fistan giyemem aman” diyerek uyuttular…

Bu türkü ile zeytinyağlı yemenin, pamuklu kumaş giymenin aşağılanmış bir davranış olduğu algısı yaratılmaya çalışıldı.

Bir aşkı anlatan Yunan şarkısından derlenen türküyü bizler de matah bir şeymiş gibi yıllarca severek dinledik, söyledik.

Margarin üretiminin ülkemizde başladığı 50’lili yıllarda insanlar tereyağı ve zeytinyağı yiyorlardı.

Biz Türk milletine margarin denilen ve kalp-damar sağlığını bozan, tıkayan bir şeyi özendirici reklamlarla birlikte daha da dayatıldı, özendirildi…

Oysa bizim mis gibi tereyağımız ve zeytinyağımız varken…

Bugün zeytinyağından bahsetmek istiyorum.

Zeytinyağı ana sütüyle eşdeğer zenginlikte mucizevi bir meyvenin yağı demek.

Zengin aroması ve lezzetinin yanı sıra sağlık açısından birçok faydası olan zeytinyağı; Kalp hastalığı riskini azaltması, antioksidan özellikler sağlaması, iltihaplara iyi gelmesi, beyin ve damar sağlığına katkı sağlaması, kansere karşı koruyucu etki göstermesi, sindirim sistemine iyi gelmesi ve bağırsak hareketlerini düzenlemesi, cilde iyi gelmesi gibi birçok açıdan faydalı.

Hani kilo veremiyorum diyenler var ya; İşte onlara ilk önerilerimden biri yemeklerinde zeytinyağı kullanmalarıdır.

Açıkçası ben zeytinyağını kullanırken asla sınır tanımıyorum.

Çünkü sağlıklı olan hiçbir şeyden korkmuyor, bünyemin istediği oranda kullanıyorum.

Ve bu şekilde yıllar önce verdiğim fazla kilolarımı asla geri almıyorum.

Tabi gece saat 22.00’de oturup yiyin-için demiyorum…

Neyse bu da ayrı bir mesele. Başka bir yazımda konu ederim.

Sonuçta iyileşmek için bir kutu hapı bir kerede içerseniz hastanelik olursunuz.

Yani sağlıklı diye hiçbir şeyi de abartmamak gerekiyor.

Böylesine mucizevi bir gıda olan zeytinyağına son 2 ay içerisinde gelen zamların sizler de farkındasınızdır.

2 ay önce litresi ortalama 100-150 liraya aldığı zeytinyağının fiyatı bu aralar uçmuş durumda.

Tam da bu noktada Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın bence çok ama çok önemli olan açıklamasını siz değerli okuyucularıma paylaşmak istiyorum.

Bayraktar, zeytinyağı fiyatının üreticide 168 lira, markette ise 900 lira olduğunu söylüyor, internet üzerinden satılan taklit ve tağşiş ürünlerin sağlığı tehdit etmesi konusunda da uyarıyor.

***

Bayraktar’ın dikkat çeken açıklamasını dikkatlice okumanızı rica ediyorum:

“Farklı adlar altında satılan 5 litrelik zeytinyağı fiyatları e-ticarette 350-500 lira arasında değişmektedir. Son yaptığımız ağustos ayı fiyat çalışmamızda alınan zeytinyağı üretici fiyatı 168 lira, market fiyatı ise 900 liradır.

Kamuoyunda bilinen markaların 5 litrelik zeytinyağı fiyatları 900 lira ile 1400 lira civarlarındadır. Zeytinyağı fiyatları üretim düşüklüğü yüzünden Avrupa’da ve Türkiye’de rekor kırarken, özellikle e-ticaret yoluyla satılan zeytinyağı fiyatlarının bu kadar düşük olması akıllara taklit ve tağşişi getirmektedir.

Zeytinyağı Akdeniz ülkelerinde üretilen, içerdiği fonksiyonel nitelikteki bileşenler nedeniyle ön plana çıkan ve en fazla taklit ve tağşiş uygulanan gıda maddelerindendir.

Zeytinyağı tüketici satış fiyatlarının yüksek olması nedeniyle çeşitli hileler uygulayarak fiyatların düşürülmesi hem ekonomik hem de sağlık açısından büyük sorunlar oluşturmaktadır.

Tüketicilerin satın aldığı zeytinyağının sahte olup olmadığını anlaması ne yazık ki çok mümkün değildir.

Tüketiciler aldıkları yağı rengine, kokusuna ve tadına bakarak değerlendirebilir olmalarına rağmen, zeytinyağının hileli olup olmadığı ancak belirli laboratuvar testlerinin yapılmasıyla anlaşılabilir.

Bu nedenle tüketicilerimiz yağlarını güvenilir satış yerlerinden ve markalardan almalıdır.

Tüketiciler zeytinyağı diye litresine 80-100 lira ödediği yağın aslında çok daha ucuz olan pamuk yağı, kanola, aspir yağı olduğunun çoğu zaman farkında bile olmamaktadır.

İnternet üzerinden nerede üretildiği, stoklandığı belirlenemeyen ve insan sağlığı için tehdit teşkil eden bu ürünleri Tarım ve Orman Bakanlığı takip etmeli ve denetlemelidir.

Yapılan denetimlerinin sıkılaştırılması, ceza alanların kamuoyuna duyurulması ve caydırıcı olması büyük önem taşımaktadır.”