ŞEYMA SUBAŞI ZAFER KAZANDI. PEKİ SIRADA NE VAR? CEVABI YAZIDA...

Şeyma Subaşı'nın daha henüz evleneli çok uzun bir zaman olmamasına rağmen boşanma kararı büyük şaşkınlık yarattı. Gerçi bu şaşkınlığı kim yaşadı onu da bilmiyorum ama benim için beklenen bir finaldi. Zira "Balık baştan kokar"diye boşuna dememişler.

Hatta bana göre Şeyma Subaşı evlilik formuna da çok uygun bir kadın değil. Çünkü evlilik o ve bazı kadınlar için büyük bir zafer göstergesi.

Çevresi tarafından çapkın olarak bilinen erkekleri diğer kadınların arasından sıyrılarak nikah masasına oturtturmak birçok kadın için büyük bir savaşta lider olmak gibi. "Bakın sizin yapamadığınızı ben yaptım. Ben şahaneyim ben özelim ben akıllıyım" sözlerini tüm kadınlara duyurma isteğidir.

Oysa evlilik kurumu bir savaş ya da bir zafer göstergesi değildir. Evlilik çok sabır gösterilmesi gereken, büyük emek verip temeli sağlam atılmazsa gün geçtikçe de yıkılmaya mahkum olan bir yapıdır.

Bu sebepten Şeyma; içinde eğlendiği ve istediği gibi hareket ettiği bu evlilik oyunundan bir süre sonra sıkılan ve oyunu bozup oyunu terk eden birisi haline dönüştü.

Ayrıca Şeyma birlikte olduğu erkeğin beklentilerine ve idealindeki arzu ettiği kadına dönüşmek için çaba sarf eden ve karşısındaki erkeğin o kalıpların içine giren hatta hatırlarsanız acun'la birlikte olduğu dönemlerde sürekli olarak namaz kıldığını oruç tuttuğunu ve ibadetlerin eksiksiz yerine getirdiğini her fırsatta dile getirip evlendikten sonra da aksi bir hayat sürerek samimiyetini yitirdiğini hatırlarsınız.

Ve çok kısa bir sonra Mohammed Alsaloussi ile ilişki yaşayarak onun yine beklentilerine isteklerine uygun bir kadına dönüşüp evlendikten sonra da bundan sıkılarak yine kendi özüne dönüp adliyenin yolunu tuttu. Benim Her zaman söylediğim bir şey vardır " siyahtan beyaz beyazdan siyah çıkmaz herkes her olayın ve her durumun sonunda elbet bir gün özüne döner" şeyma'da özüne dönen kadınlardan bir tanesi.

Ha bu eleştirilecek bir şey mi bence değil netice itibariyle hayat onun hayatı elbette ki seçimleri kararları da onu bağlar. Ancak bir anne olduğunu unutmaması gerekir birlikte olduğu her erkeği kızıyla tanıştırmak onunla aynı ortamda tutmak Ve arkasından yaşadığı ilişkilerdeki ayrılıkların bu çocuğun üzerindeki psikolojik sonuçlarını da düşünmek zorunda.

Yanlış anlaşılmasın burada sadece Şeyma değil hedefte konuştum onun gibi düşünen onun gibi yaşayan tüm kadınlarda üzgünüm ama anne olmak bencil olmayı gerektirmiyor aksine anne olmak hayatı artık evladınızla iki kişilik düşünmek demek. Şayet bu sorumluluğu almayacaksanız da lütfen çocuk dünyaya getirmeyin istediğiniz hayatı istediğiniz gibi yaşayın Çünkü bu çocukları sadece kendinize değil tüm dünyaya doğuruyorsunuz ya bu çocuklar büyüyünce bir bilim adamı ya da bir teröriste ya sağlıklı bir biberi ya da hasta ruh sağlığı bozuk birine dönüşebilir toplum için tehdit içerebiliyor.

Zaten birçok kavramımızı fazlasıyla kaybettik aile merhumu ilişkiler kendimizle bağ kurma iletişimimizi kuvvetlendirme teknoloji ile birlikte zaten birbirimizden fazlasıyla uzaklaştık. anne babalarımızın elini öpüp onlarla yakın temasta olmaktansa görüntülü arayarak Hasret gideriyoruz dostlarımızla konuşmalarımız sohbetlerimiz bir kahvede bir çay da demlenmektense telefonla çözüyoruz çocuklarımızla iletişimimiz dahi artık mesaj üzerinden yapılıyor sosyal medya hayatımıza girdikten sonra da derin yalnızlıklar başladı artık temas halinde olmaktansa sosyal medya hesaplarımızdan sahte bir dünya yarattık.

Ve maalesef Şeyma ve Şeyma gibi olan birçok genç kadın bu sosyal medyada yarattıkları hayatlar gerçek hayatlarında uyumlu olmadığı zaman da mutsuzluklar ve arayışlar hep devam edecek.

Umarım toplum olarak hepimiz bir gün silkelenip kendi özümüze olması gereken saflığa ulaşırız.