İYİ Parti o avantajı kullanabilecek mi?

SİYASETTE başarı biraz da rakiplerinin eksik taraflarını kendi tarafının artısı haline getirme becerisi…

Bu konuda en mahir siyasi elbette ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…

Vatandaş evine ekmek götüremezken girdiği seçimde rakibini belirledi ve tereyağından kıl çeker gibi yeniden Cumhurbaşkanı seçildi…

İYİ Parti’nin de bugün böyle bir avantajla yol aldığı bir gerçek…

İYİ Parti’nin bugün iki rakibi var:

Bir: Cumhur İttifakı…

İki: CHP…

***

İlkinde işlerin yolunda gittiği, İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’nda açacağı gediğin çok büyük olmayacağı bir gerçek…

Ama ikincisi…

Bugün kaos içinde, kurultay sürecinde ve kısa vadede adaylarını belirlemesi imkansız olan bir CHP var…

Dahası, CHP’de kurultayın bitmesi tartışmaların bitmesi anlamına da gelmiyor…

Dolayısıyla CHP’deki kaos dolu günlerin kurultaydan sonra da sürmesi ihtimali de var…

Bu da elbette ki İYİ Parti için şans…

Herhalde kasım ayı itibariyle 7-8 ilçenin belediye başkan adayı belirlenmiş olacak ve İYİ Partililer için de seçim çalışmaları resmen başlayacak…

***

İYİ Parti İl Başkanı Nusret Acur geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada 8 ilçede aday adaylarının ortaya çıktığını ve kısa sürede adayları açıklayacağını ifade etti…

Bu ilçeler şöyle:

Gebze, Darıca, Çayırova, Dilovası, Körfez, Karamürsel, Kandıra, Gölcük…

Ben de zaman zaman Nusret Acur’la sohbet ediyorum… Bu ilçelerde iddialı olduklarını söylerken, şu iki başlığa çok dikkat ettiklerini ifade ediyor…

- Oy…

- Emek…

- Aidiyet…

Bu üç başlık ne anlama geliyor?

Birincisi: İYİ Parti’nin önceliği en çok oyu alacak isim… Çünkü yerel seçime yalnızca yerel seçim olarak bakmıyorlar… Yerel seçime, 2028 (ya da daha erken) seçimleri öncesinde en önemli durak olarak bakıyorlar… İYİ Parti’nin genel seçimlerde iddia taşıyabilmesi için ana muhalefet partisi noktasına gelmesini arzu ediyorlar…

İkincisi: Partiye verilen emek Acur’a göre çok önemli… Partiye emek verenlerin gerek adaylık noktasında gerekse de meclis üyeliği noktasında ön planda olacağı bir gerçek… Ama burada birinci madde önemli… Eğer sonuç alınacaksa “emektar” isim öne çıkacak…

Üçüncüsü: Acur, bu süreçte İYİ Parti çatısına girecek çok ismin olacağını ifade ediyor… Peki, İYİ Parti’nin kapısı herkese açık mı? Hayır… Acur, İYİ Parti’ye katılacak her ismin İYİ Parti’nin ilkelerini ve programını benimsemesi gerektiğini vurguluyor…

Özetle;

Acur’un iyi bir strateji oluşturduğu bir gerçek…

***

Merhum Şanbaz Yıldız’ı il başkanlığı döneminde en çok üzen konulardan biri, partiye katılan yeni isimlerle ilgili parti tabanının refleksiydi…

Derdi ki:

“Eğer iktidar olmak istiyorsak, partimize gelenlere ‘Dün neredeydin?’ diye sormak yerine, onların dün oldukları yerin İYİ Parti’ye olan katkısıyla ilgilenmeliyiz. AK Parti Kocaeli’de geçmişte yüzde 60’a ulaştı. Neredeyse her 3 kişiden 2’si AK Parti’ye oy verdi. Kocaeli’nin yüzde 15’i AK Parti’nin üyesiydi. Böyle bir durumda başta AK Parti olmak üzere başka siyasi partilerden isimleri bünyemize katmazsak başarılı olamayız.”

Haklıydı Yıldız…

Ve bugün Nusret Acur’un da Yıldız gibi süreci yönettiği bir gerçek…

Yani Acur, partinin kapıların kapatmıyor…

Fakat İYİ Parti’de küçük bir kesim, partiye oy taşıyacak isimlere “Neden geldin?” diye soruyor…

Şu bilinmeli:

Bu davranış İYİ Parti’yi küçültür…

İktidar iddiası taşıyan parti, dün başka siyasi partilerde yer alış isimlerin varlığı ile güçlenir…

***

Daldan dala atladım ama başa geleyim:

İYİ Parti, başta CHP olmak üzere diğer siyasi partilerin henüz yerel seçim sürecine girmemiş olmasının avantajını kullanmak istiyor…

Nusret Acur ve ekibi çok hızlı yol alıyor…

Bakalım İYİ Parti, bu doğru stratejinin sonucunu alacak mı?