Bu memleketin başka derdi kalmamış gibi CHP’yi yazıyoruz ve konuşuyoruz.
Oysa emekli perişan.
Oysa asgari ücretli işçi, memur, çiftçi…
Kısaca dar gelirli evini geçindirmek için resmen cambazlık yapıyor.
Kredi kartları patlak…
Özellikle mayıs ayındaki yenilgiden sonra CHP’nin iç meseleleri adeta memleket meselesi haline geldi.
CHP ile yatıyoruz CHP ile kalkıyoruz.
O derece yani…
Evli bir çift düşünün; Bu çift sürekli kavga ediyor.
Bu kavgaya çocukları ve çiftin yakınları da dahil oluyor.
Çiftin tüm özel hayatı komşularının gözleri önünde seyrediyor.
Ne namahrem kalmış ne de kol kırılıp yen içinde...
Şimdi bazılarınız ‘yiğidin malı meydanda’ diyebilir.
Yok, öyle değil işte.
Yiğidin malı meydanda kavramı bu örnekleme için kullanılamaz.
Bugün AK Parti’de kavga, tartışma olmuyor mu?
Elbette oluyor. Zaten insanın olduğu her yerde tartışma vardır.
Ama AK Parti’de kavgalar dışarıya pek sızdırılmıyor.
Ne yaşanacaksa aile içerisinde yaşanıyor.
Şimdi bazılarınız şöyle diyebilir; “AK Parti’de tek adam zihniyeti var.”
CHP’de çok adamlı zihniyetin sonucu zaten ortada…
İçeride, derinlerde hep bir debelenme…
Bir de Meral Akşener faktörü var.
Akşener, baştan sonucunu bildiği bir senaryo ile sahneye çıktı.
Seçim yaklaşırken masadan kalkıp sonra tekrar oturarak uzlaşı havasını bozdu.
Sonrasında CHP’nin içerisine nifak bulaştırıp çekip gitti.
Kılıçdaroğlu da ben merkezli zihniyetiyle taraftarlarını, sevenlerini, oy verenleri ve hatta alternatifsizlikten kendisine mecburen oy verenleri seçimi kaybederek bir kez daha yanıltmadı…
***
CHP’nin iç işleri o kadar çok memleket meselesi haline geldi ki…
Önce yerelden bir örnekleme yapalım.
Geçenlerde İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, CHP İl Başkanı Bülent Sarı ve yönetimini ziyaret etmiş.
Olması gereken de zaten buydu.
Sonuçta Fatma Kaplan Hürriyet kim?
CHP’li bir belediye başkanı.
Ama belediye ve parti örgütü en başından bu yana birbirlerine sanki farklı siyasi partidenmiş gibi davrandı.
Parti içi kavgalar nedeniyle il örgütü ile arası açık olan Hürriyet’in bu ziyareti kentin ekonomisini mi düzeltecek, Filistin’deki savaşı mı bitirecek?
Tabi ki hayır.
En fazla yaklaşan seçim öncesi partinin Kocaeli ayağında ılımlı bir hava esmesini sağlar.
Nitekim Cumhuriyetimizin 100 yıl kutlamalarında bunu bariz bir şekilde gördük.
Bir tarafında CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, diğer tarafında İl Başkanı Bülent Sarı…
Zaten Gökhan Ercan ilçe başkanı seçildiğinden beri Fatma Hanım’ı yakın markaja aldı ve her yere birlikte gitmeye başladı.
Birlikte güzel bir tablo oluşturuyorlar.
Yani olması gereken de zaten buydu.
Gökhan Ercan ve yönetimi, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için çok güzel organize oldu ve CHP bu kentte uzun zamandır ilk kez bu kadar kalabalık bir görüntü sundu.
Ve hatta şaşırmadık desem yalan olur…
***
Şimdi yerelden hızlıca genele geçiş yapalım.
Geçenlerde Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ile buluşup özel bir görüşme yapmış.
“Eee, ne yapalım yani” seslerini duyuyor gibiyim.
Bu görüşme emeklinin 7 bin 500 lira olan maaşının 25 bin liraya çıkmasını mı sağlayacak, asgari ücretli açlık ve yoksulluk sınırının üzerinde mi maaş alacak, ekmeğin fiyatı 1 liraya mı düşecek…
İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu buluşmuşsa bize ne…
Sanki Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz mi bitecek?
Tabi ki hayır…
Hiçbir zaman baba ve oğlu olamayan ikilinin tek sıkıntısı genel başkanlık koltuğu…
Hafta sonu kurultay var.
İmamoğlu divan başkanı olacak.
Belki böylelikle salonda çıkması muhtemel tartışmalar ve kavgaların önü kesilebilir.
Kurultay öncesi Kemal Kılıçdaroğlu aday gösterilmesi halinde gemiyi güvenli bir limana bırakmak üzere aday olacağını belirterek;
“Partiyi bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim” diyor.
O sosyal demokrat kişi kim acaba?
Ve akıllara şu geliyor; Sanki kendi şirketini devrediyor…
***
Sözcü'den İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, adaylığı konusunda bakın neler söylüyor…
-Aday mısınız?
Hiçbir zaman ‘adayım' demedim ama örgüt aday gösterirse adayım.
-Adaysınız yani… Peki gemi limana ne zaman yanaşacak?
En kısa zamanda…
-O zaman neden adaysınız?
Gemiyi limana güvenli bırakmak için. Bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim. CHP'nin yüz yıllık birikimini sürdürmemiz lazım. İmbikten süzülen bir birikim.
-Mevcut kişiler arasında böyle biri var mı?
Var ama görünür hale gelmesi lazım. Şimdilik bu kadar konuşalım.
-Peki. Özgür Özel karşınızda yarışacak, nasıl bir rakip sizce?
Hiç konuşmam bu konuda. Aday oldu, demokratik bir yarış olsun. Bir engel çıkarsa önündeki engeli kaldırırız, güzel bir yarış olsun isteriz.
Bu ifadelerden çıkan sonuç;
Sayın Kılıçdaroğlu mevcut genel başkan adaylarını beğenmiyor.
Onları iyi bir sosyal demokrat olarak görmüyor.
Onları güvenli bir liman olarak görmüyor.
Yani bu dönem de ‘ben olayım’ diyor.
‘Sonrasına bakarız’ demeye getiriyor.
Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Demokrat Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Demokrat Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Demokrat Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Demokrat Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.