Şehir Hastanesi ve zeytinyağı meselesi

Sağlık her şeyden kıymetli.

Sağlığımız yerinde olmazsa hiçbir şeyin anlamı da yok.

Burnumuzda bir sivilce çıksa nasıl da rahatsız oluruz.

Başımız ağrısa günümüz berbat geçer.

Sağlık ile ilgili atasözleri de toplumumuzda sağlığın her şeyden önemli olduğunu göstermiştir.

Mesela “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” diye bir atasözümüz vardır.

Bir de sağlık hizmetlerinden sağlıklı bir şekilde faydalanmayı isteriz.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda der ki:

“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”

***

Başlıktan ve giriş girizgahından da anlaşılacağı gibi bugün sağlıkla ilgili iki konuya değineceğim.

Birincisi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko’nun Kocaeli Şehir Hastanesi hakkında ortaya atılan iddiaları Meclis’e taşıması ikincisi de bizim en kıymetli hazinemiz zeytinyağımızda oynanan ayak oyunlarıyla ilgili.

Önce Kanko ile başlayalım.

“Kocaeli Şehir Hastanesindeki skandalla ilgili kamuoyu bir an önce aydınlatılmalı, Kocaeli Valiliği ölümlerle ilgili iddiaları araştırmalı ve kamuoyunu bilgilendirmeli!” diyor Kanko.

Konuyu Meclis gündemine taşıyan Kanko, hastane açılışının devamlı ertelendiğini, eksikliklerinin bir türü tamamlanamadığını, ameliyat bölümündeki elektrik aksamından kaynaklı sorunlar nedeniyle bazı hastaların yaşamını yitirdiği belirterek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan bir açıklama istiyor.

Sadece Bakan Koca’dan da değil…

Kocaeli Valiliği başta olmak üzere kamuoyundaki iddialarla ilgili tüm yetkililerden açıklama istiyor.

Meclis kürsüsünden konuşan Kanko bakın neler söylüyor:

“İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.

Eğer bu iddialar doğruysa firma hakkında gerekli incelemelerin bir an önce başlatılması gerek.

Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı bu iddiaları araştırmalı.

Burada kusuru ve ihmali bulunan firma yetkililerinin gerekli cezayı alması ve hastanedeki eksikliklerin bir an önce tamamlaması hayati önem taşımaktadır.

Vekili olduğum Kocaeli'de 15 Nisan’da bir şehir hastanesi açıldı.

Fakat son yirmi gündür şehir hastanesinin elektrik aksamında bir problem olduğu ve bu nedenle ameliyat esnasında kullanılan bir cihaz nedeniyle hastaların kaybedildiği haberleri oldukça fazla yer almaktadır.

Bu nedenle hem hekimler hem de halkımız şu anda ciddi bir tereddüt altındadır.

Bütün yazılan, çizilenlere rağmen hâlâ Sağlık Müdürlüğü herhangi bir açıklama yapmamıştır. Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı bu konuda açıklama yaparak olayların gerçekliğini ortaya çıkarmalı ve vatandaşın hastaneye başvurusunu kolaylaştırmalıdır”

Bu iddialara ilişkin açıklamalar en kısa sürede yapılmalıdır.

Sonuçta insan hayatından bahsediyoruz…

***

Şimdi de gelelim milli gıdamız ve hatta hazinemiz zeytinyağına.

Malumunuz hayat pahalılığı, rekolte düşüklüğü falan derken zeytinyağı fiyatları tavan yaptı.

Zeytinyağı fiyatlarının yükselmesiyle sahtecilik çoğaldı.

Fırsatçılar zeytinyağı olarak farklı yağlardan oluşan karışımları satıyor.

Vatandaşın sağlığıyla oynayan fırsatçılar, zeytinyağında bin bir türlü oyuna başvuruyor.

Zeytinin kokusunu, tadını, rengini kimyasal olarak taklit edilebiliyorlar.

Zeytinyağının içine palm yağı, kolza yağı, pamuk yağı ve ayçiçek yağı karıştırılarak elde edilen karışım yağlar katkısız zeytinyağı adı altında satılıyor.

O yüzden sırf ucuz diye markasını bilmediğimiz, emin olmadığımız zeytinyağını almamamız gerekiyor.

Zaten uzmanlar da bu konuda uyarıyor.

Bir zeytinyağının sahte olup olmadığını gözle ve koklayarak anlaşılmıyor ne yazık ki.

Sadece laboratuvar koşullarında anlaşılacağını unutmamak gerek.